Dijital araçları, hayatımızı kolaylaştırmak için mi kullanıyoruz yoksa onların bağımlısı mı olduk?
Soruyu yanıtlayabilmek için önce ‘Bağımlılık’ın tanımını yapmakta yarar var sanırım. Bağımlılık; insanların, kendi fiziksel ve ruhsal sağlığına ya da hayatlarına zarar vermesine karşın, belirli bir eylemi yinelemeye yönelik önüne geçilemez bir istek duymaları halidir.
Şimdi bu konuyu, günlük hayatımızda yaptıklarımızı düşünerek irdeleyelim. Her hafta güncel haberleri sunduğumuz Haftanın Özeti video serisinde bu hafta yer alan Intel’in 13-29 yaş arası 3.000 Türk genci ile yaptığı bir araştırmaya göre gençlerin %8,3’ü sabah tuvalete gitmeden internete giriyor, %4,2’si ise yatağından kalkmadan online oluyor. Siz de sabah kalkar kalkmaz akıllı telefonlarınızdan internete girip maillerinizi, mesajlarınızı kontrol ediyor musunuz? Ya da belki de daha ailenizle konuşmadan sosyal medyadan ‘Günaydın’ postları paylaşıyorsunuz… Herkesin mutlaka bir, belki iki tane telefonu var ve neredeyse 24 saat açık. Evden çıkarken telefonunuzu unuttuysanız tüm gün bir eksiklik hissediyor, belki dayanamayıp geri dönüp alıyorsunuz. İşe giderken toplu taşıma araçlarında yanınızda oturan kişilerle sohbet etmeyi bırakalı zaten çok oldu, değil mi? Hemen internete bağlanıp, gazetelere göz atma isteği oluşmuyor mu? Ya da dijital özellikler ile donattığınız aracınıza biner binmez, eliniz hemen müzik sisteminin tuşlarına mı gidiyor?
Gün içerisinde neredeyse 2-3 dakikada bir maillerinizi kontrol eder, 10 dakikada bir belki daha sık sosyal medyayı takip eder mi oldunuz? Çoğu zaman iş arkadaşlarınız ile sohbetleriniz sosyal medya üzerinden açılıyor bile olabilir. ‘Paylaştığım fotoğrafı gördün mü?’ , ‘Yaptığım paylaşım çok beğeni ve yorum aldı.’, ‘Akşam şuradaymışsın, paylaşımından gördüm’ diye başlar oldu sohbetler.
Yemek sırasında, yemeğinizin daha tadına bile bakmadan servisi beğendiyseniz mutlaka fotoğrafı çekilip paylaşır oldunuz. Yemek servisi değilse bile, bir kahve paylaşımı sosyal medyada anı kurtarır oldu.
Akşamları ise ayrı bir dijital dünyada bulur olduk kendimizi. Odada televizyon, karşınızda bilgisayar ekranı belki elimizde de telefon. O anda artık dijital dünyaya, internete bağlı değil, bağımlıyız. Hobilerimizin çoğu bile dijital araçlar ile yapılabiliyor. Fotoğraf çekmeyi seviyor, bilgisayarda oyun oynamadan kafamız dağılmıyor haldeyiz. ‘Evet, biz bağımlıyız!’ Şimdi itiraf sırası sizde…