Reddedilmek! Hepimizin en büyük korkusu. Özellikle sosyal ağlarda "beğenilmeme" hissinin yarattığı o karın ağrısı, gerçekten çok can sıkıcı bir his. Yani, ilk bakışta öyle görünüyor! Fakat aslında Facebook sayfanızı beğenmekten vazgeçen, Twitter'da takip etmeyi bırakan ya da sitenize üyeliğini iptal eden insanlar, sizin markanızla gerçekten ilgilenmiyor! Eğer gerçekten ilgilenmiyorlarsa ürünlerinizi ya da hizmetinizi de satın almayacaklardır.
İnsanların sizi Facebook'da ya da Twitter'da takip etmelerinin, sizden bilgi e-postası almak istemelerinin en önemli nedenleri arasında özel indirimlerden faydalanmak, ürün ya da hizmetleriniz hakkında detaylı bilgi almak, eğlenmek ya da her türlü gelişmeden haberdar olmak yer alır.
Eğer takipçileriniz artık bu faydaları elde edemediklerini düşünüyorlarsa sizden ayrılırlar. Bu asla sorun olmamalı. İnsanların sitenize kayıt olmalarını sağlamak için büyük bir fırsat ya da promosyondan faydalandıysanız, ayrılanlar müşterilerinizin yüksek segmentini oluşturmayacaktır.
İnsanların markanıza olan ilgisi kaybolduğunda, bunun en büyük sebebi sizden çok fazla iletişim alıyor olmaları olabilir. Bu iletişime maruz kalmaları, onlara sağladığınız avantajların “bedelidir”. Eğer sizden fayda sağlamadıklarını düşünüyorlarsa, artık bedeli ödemek istemeyeceklerdir.
Bu davranışın yansımalarını ExactTarget tarafından yapılan araştırmada görmek mümkün. Takip etmeme, beğenmekten vazgeçme ve üyelikten ayrılmanın en popüler sebepleri arasında şunlar geliyor:
-
Şirketin çok fazla yayın yapması (Facebook’ta %44, Twitter’da %39)
-
Çok fazla pazarlama yayını ve kullanıcın yayınları almak istememesi (Facebook’ta %43, Twitter’da %41)
-
İçeriğin kendini tekrarlamaya başlaması ve bir süre sonra sıkıcı hale gelmesi (Facebook’ta %38, Twitter’da %52)
Birçok pazarlamacı bunun anlamının bilgiyi daha düşük bir sıklıkta yayınlamaları gerektiği ya da bilginin “daha ilgi çekici” olması gerektiği olduğunu düşünüyor. Ama bunu çok fazla dert etmenize, eğer çalışma sisteminiz işe yarıyor ve listeleriniz genel olarak büyüyorsa planlarınızı değiştirmeniz gerek yok. Örneğin, eğer yazdıklarınız iç mimari hakkındaysa ve ben bir mekanın yeniden tasarlanmasını yeni bitirdiysem, yayınlarınız bir süre ilgimi çekmeyecektir.
Ama yine de son tahlilde markanızla ilgilenmeyen kişilerin (Twitter, Facebook, Linkedin, bilgi e-postası, vb.) listelerinizde olmaması sizin için daha iyi olacaktır. Bu, gerçek durumu daha iyi anlamanıza yardımcı olur. Bir noktada spam yapan, gerçekte bot olan ya da ilgisiz olan yaklaşık 1000’den fazla Twitter takipçiniz olduğunu düşünün. Bu size, Twitter’ın işe yaramadığını düşündürür. Birkaç ay geçtikten, ilgisiz olan takipçiler gittikten sonra yerine gerçekten ilgiyle takip eden yeni kullanıcıların eklendiğini görürsünüz ve sosyal medya stratejinizin işe yaradığını anlarsınız. Ancak yalnızca bir ödül kazanmak için ya da tek seferlik bir fırsattan yararlanmak için takip ediyorlarsa tamamen gerçek insanlardan oluşan takipçiler bile yanıltıcı olabilir. Hayranlar ve takipçilir, daha fazla mı yoksa daha iyi mi?
Kıssadan hisse: Listenin kalitesi, takipçilerinizin müşterilere dönüştüren tek unsurun “indirimciler” olmamasını sağlar. Yüksek segmentler hedefleyerek ürününüz ya da hizmetlerinizi eşsiz kılan özelliklere yoğunlaşabilirsiniz ve böylece sadece fırsatları kovalayanlara hitap eden bir unsur olmaktan çıkarsınız.
YORUMLAR
Priit Kallas, Dreamgrow | 25 Nisan 2011
I would comment on the post but my knowledge of Turkish language is non existent. Thank you for reading our social media blog and for linking to the original.