Son dünya kupasından beri aslında “Alman Kültürü” hakkında bir yazı yazmak istiyorduk. Brezilya’yı kendi evinde 7 gol atarak elemek ve kupayı kaldırmak ancak Almanya’dan beklenebilirdi. Futbolda olduğu gibi Almanya her alanda “yetenek” ile değil çalışma kültürü ve disiplini ile öne çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde bu kültürü inceleyen ve Amerikan çalışma kültürü ile karşılaştıran bir yazıya rastladık ve takipçilerimiz için çevirmek istedik. Yazının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz. Amerikalılar için Almanya dendiği zaman, akıllarında II.Dünya Savaşı askerleri ve Hitler’in görüntüsü canlanır. Fakat birçok insan, Almanya’nın, Avrupa’nın Endüstri gücü olması ve gelişen Asya ülkelerine ihraç edilen ürünler için lider üretici konumunda olduğunun farkında değildir. Volkswagen’in reklamlarında Alman mühendisliğinin üstünlüğü boşuna vurgulanmaz. (Türkiye’de 2014’ün ilk 6 ayında hem toplamda hem de ithal araç satışlarında birinci marka Volkswagen’dir.) Avrupa Birliği’nin ekonomik gücü olan Almanya, Euro bölgesinde 2012 yılında meydana gelen ekonomik çöküşü tek başına üstlenerek bu çöküşü engelledi. Üstelik tam bu sırada Alman işçiler birçok uluslararası rakiplerine göre benzeri olmayan koruma hakları ve daha az çalışma saatlerine sahiptiler. Bir ülkede haftada ortalama 35 saat çalışarak (üstelik ortalama 24 gün ücretli izin alarak) nasıl olur da yüksek düzeyde üretkenlik sağlanabilirdi?
ÇALIŞMA SAATLERİ ÇALIŞMAK İÇİNDİR
Alman iş kültüründe, işçiler işe geldikleri zaman, kendi işlerinden başka herhangi bir şeyle uğraşmazlar. Buna ek olarak iş esnasında, Facebook’ta zaman geçirme ve iş arkadaşları ile dedikodular işverenin kabul etmediği davranışlardır. Açıkçası kıyas yaptığımızda, Amerika’da da bu davranışlar yönetici tarafından kabul edilemez. Ancak Amerika’nın aksine Almanya’da, grup üyeleri arasında bu ve benzeri anlamsız durumlar için herhangi bir tolerans tanıma söz konusu değildir. “Alman Olmak İstiyorum” adlı BBC belgeselinde, genç bir Alman bayan, Birleşik Krallıkta iş değişimi gerçekleştirirken yaşadığı kültürel şoku şöyle açıkladı; “Değişim programı için İngiltere’deydim. Ofiste bulunduğum esnada, insanlar görevlerini yapmak yerine sürekli olarak kendi özel konuları hakkında konuşuyorlardı.. ’Bu akşam için planın nedir?’ gibi soruları birbirlerine yöneltirken, bir yandan da sohbet ortamına devamlılık katmak için sürekli olarak kahve tüketiyorlardı…” İngiliz işçilerinin bu doğal durumu Alman bayanı tamamen şaşırtmıştı. Konuşmaların sürmesi üzerine ve bu durumdaki rahatsızlığını dile getirmek için oradakilere, Almanların her ne sebeple olursa olsun ofis içinde Facebook kullanımına ve özel maile izin vermediklerini söyledi.
HEDEF ODAKLI DOĞRUDAN İLETİŞİMİN DEĞERİ
Alman iş kültürünün en yoğun odaklandığı noktalardan birisi de doğrudan iletişimdir. Amerikalıların sohbet ve eğlenceli ortamlara eğilimli olması ve işleri yavaş yapmalarının aksine, Almanlar durumu uzatmadan öncelikli olarak işlerini gerçekleştirirler. Bununla birlikte Alman işçiler yöneticileriyle performanslarını gözden geçirme hakkında doğrudan konuşabilir, toplantılara istekli bir şekilde katılım gösterir. Kibar bir şekilde yapması gerekenleri yapar ve gerekli yorumlarda bulunur. Amerikalılar iş kültürüne göre, “Saat 3’e kadar çalışırsam iyi olacak ” derken, Almanlar “Saat 3’e kadar çalışmam gerekiyor” ifadesini kullanarak işteki kararlılıklarını ifade ederler. Almanlar işte oldukları zaman, işlerine odaklanırlar ve bu durum da onlara az zamanda daha fazla üretkenliği kazandırır.
ALMANLARIN İŞ DIŞINDA DA BİR HAYATI VAR!
Almanlar çok çalışır ve çok eğlenirler. İş saatlerinde, etkili ve verimli geçirmek için odaklanırken, iş çıkışında geçirdikleri zamanlarını kendilerine ayırırlar. Çünkü iş hayatında oldukça ciddi olan Almanlar, iş hayatının atmosferinden dolayı çalışanlar iş çıkışı birlikte dışarıda zaman geçirmezler. Almanlar özel hayatı ile iş hayatını ayırmaya değer verirler. Alman hükümeti, işçi ve işveren arasındaki saat 6’dan sonra işle ilişkisinin devamlılığı konusunu dikkate almaktadır. İşverenin mailler göndermesini, akıllı telefon ya da sabit iletişim hatlarından ulaşmasını önlemek istemektedir. ABD’de Obama’nın böyle bir politika uyguladığını düşünebiliyor musunuz? Almanlar, boş zamanlarını verimli değerlendirirler. Çoğu Alman ilgi alanlarına göre seçtikleri kulüplere katılır. Düzenli buluşmalar ile kendi bilgi ve paylaşımlarını gruptaki diğer arkadaşlarına aktarır. Almanların yaygın olarak katıldığı kulüpler; spor, müzik ve dağ yürüyüşüdür. Koleksiyonlarına büyük ilgi duyan Almanlar, hayvanları koruma ve besleme için de vakit ayırmaktan hoşlanırlar. Almanya’nın küçük semtlerinde yaşayanlar da çeşitli kulüplere katılırlar. Almanlar sosyalleşmeyi, evde TV başında vakit geçirmeye tercih ederler. Almanlar da, ücretli tatil günü sayısının yüksek olması da son derece keyifli. 25 ile 30 gün arasında (yasa gereği 20 gün) olan ücretli izin haklarını aileleriyle birlikte geçirmekten keyif alırlar. Bu genişletilmiş tatilde, deniz kıyısından daire kiralamak ya da keşfedilmemiş bir şehir turu alarak değerlendirmek isterler.
İŞ HAYATININ EBEVEYNLİĞE SAYGISI
Almanya’daki ebeveyn izin sistemi birçok Amerikalı çalışan için bir hayalden ibarettir. Almanya’da çok geniş bir aile koruma sistemi varken Amerika’da tam tersi bir durum geçerlidir. Bu ebeveynlik izninin bir dezavantajı kadınlara sağlanan geniş haklardan dolayı işverenlerin kadınları istihdam etmeye yaklaşmamasıdır. Hükümetin engelleme çalışmalarına rağmen, Almanya’da gelişmiş ülkelerden daha fazla erkek çalıştırılır. Ebeveyn izin sistemine göre (Elternzeit and Elterngeld or parents’ money programs), Alman annelere doğum izni sırasında da finansal ve kariyer açısından devamlılık ve bütünlük sağlanmaktadır. Elternzeit hakları en az bir yıl çalışmış insanlar için geçerlidir. Üç yıl izin kullanma hakları vardır ve iş sözleşmesi bu alanda kadınları korur. Bununla birlikte izinde olduğu sürece işçi 30 saate kadar part-time olarak çalışabilir. Bu hak için önceden yapılmış full-time iş sözleşmesi olmalıdır. Ebeveynler bu 1 yıllık izin haklarını çocuk 8 yaşına gelene kadar ki dönemde istedikleri bölümünde kullanabilirler. Anne ve baba, ebeveyn iznine istekleri üzerine aynı anda da ayrılabilmektedir. Ek olarak, devlet işvereni korumak adına 14 ay boyunca çalışanın maaşının %67’sini öder. Ebeveynler bu 14 ayı istedikleri zaman kullanabilirler. Bu durum, eşcinseller içinde geçerlidir. Şaşırmayın gerçekten böyle!
OFİSİNİZDE MUTLAKA BİR ALMAN BULUNSUN!
Alman çalışma kültürünün ortalama Amerikalılara göre farklı olmasıyla birlikte Amerikalıların, Alman meslektaşlarından öğrenmesi gereken dersler vardır. İşine düşkün olan Almanlar, iş hayatlarında genelde takdir edilen kişiler olurlar. Eğlence ile iş yaşamındaki dengeyi kurabildikleri için ofiste verimli saatler geçirmekte de başarılıdırlar. Telefonları ile ilgilenme sürelerini iş dışında bırakarak, iş stresine zihinsel bir ara vermelerine olanak sağlar. Şimdi bir şeyler yapmak gerekiyorsa, Facebook bildirimlerini kapatın daha sakin ve boş bir zihin konusunda bu size yardımcı olacaktır. Aktif iletişim ile kurulan ilişkilerde, etki artar ve takım arkadaşları arasındaki iletişim daha sağlıklı olur. Amerikalılar uzun çalışma saatlerini artan üretim ve üstün çalışma etiği ile bağdaştırır. Fakat Alman modelini incelemek meraklandırıyor, belki de daha az çalışma saati ile daha fazla üretim yapılabilir!
YORUMLAR
Talha Özer | 21 Şubat 2015
Merhaba, Çok güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık. Ben de bu konu hakkında detaylı bir yazı yazmak istiyorum. Almanya'daki iş hayatıyla başladım diyebilirim: http://toezer.com/alman-is-hayatinin-temel-kuralari/